Çocuğunuzun işitmediğini öğrendiğinizde üzüntü, hayal kırıklığı, suçlanma, endişe, kaygı gibi pek çok duyguyu bir arada yaşadığınızı biliyoruz. Çocuğunuzun geleceğini yönlendirmeye çalışırken kendi ruhsal durumunuzla ilgili yaşayabildiğiniz sıkıntılarla başa çıkmak için size perspektif sağlayacak tavsiyelerimizi okuyun.
“Bütün yük benim üzerimde. Ailem, çevremdekiler beni anlamıyor. Kendimi çok yalnız hissediyorum.”
Özellikle anneler çocuğu ile ilgilenmeye çalışmaktan kendi duygularını genellikle ihmal eder. Başlangıçta çocuğunun geleceğinden kaygı duyma düzeyinde olan duygular zamanında irdelenmezse giderek artar, anksiete ve depresyona kadar gidebilecek bir tırmanış gösterir. Yoğun ve gergin bir süreç yaşanmaktadır ancak olabildiğince erken çözümlenmelidir. Nasıl duygular yaşadıklarını tartmalı, yeni sahip oldukları bilgi ve deneyimleri yakın çevreleri ile de paylaşıp onları da bilgilendirmelidir. Böylece çevre desteğini almak ve iş bölümü yapmak yaşamı kolaylaştırmaya katkı sağlar. Ayrıca baş etmekte zorlanılan durumlarda uzmanların desteğinden yararlanmak gerekir.
“Sürekli çocuğumun geleceği ile ilgili endişe içerisindeyim.”
Her ebeveyn; normal koşullarda iken de çocuğunun geleceğine dair endişe duyabilir. Bu sık karşılaşılan, olağan bir durumdur, ancak bu tip endişeler ile zaman kaybetmek yerine bir an önce eğitime başlamak, ev içi yaşamı ve davranışları bir an önce düzenlemek gerekmektedir. Bu konuda hem çocuğun hem de ebeveynin ayrı ayrı başarması gereken durumlar vardır. Önemli olan karşı karşıya kalınan durumlarda takınılan tutumun ne olacağıdır. Serbest olmak ile otoriter davranmak arasında bir orta yol geliştirilmesi gerekmektedir. Bunu başarabilmek için önce ebeveynin kendinden emin, sakin ve kararlı olması gerekir. Bunu başarmak için yardım almak yararlı olacaktır.
“Eşimle ve çevremdekilerle sürekli tartışıyorum.”
Ruhsal anlamda yaşanan gerginlikler rahatlatılmazsa zamanla ilişkilere de yansır. Eşler birbirine ve çevrelerine karşı olumlu duygularla yaklaşıp, onları anlamaya çalışmalıdırlar. Sizin duygularınıza benzer duyguları; yakın çevrenizdekilerin de taşıyor olabileceğini ve onların da baş etmekte zorlanıyor olabileceklerini aklınızdan çıkarmayın. Karşılıklı anlayış da çok değerli zamanın yararlı kullanılmasına katkı sağlar. Unutmayın ki; aile içi düzenin
bozulması hızla çocukların duygularına yansır. Gereksiz tartışmalarla zaman kaybetmemelidir. Üstlenilen sorumluluğun ağırlığı ve tek başınalık duyguları bir an önce paylaşılarak azaltılmalıdır.
“Çocuğum bana çok yabancı, sanki benim çocuğum değil. Ondan kaçmak istiyorum.”
Sorunlar ve başarısızlıklar karşısında; kişilerde reddetme, yok farz etme, kaçma, uzaklaşma gibi duygular uyanabillir. Duygularında yalnız olmadığını bilmek kişileri rahatlatır ve zaman zaman yapılan paylaşımlar da sorunların hafifletilmesine yardımcı olur. Çeşitli dernekler, destek ve kaynaşma grupları, internetten bulunabilecek forum siteleri ile temasa geçmek ve psikiyatristlere, psikologlara, alanında uzman kişilere danışmak yardım almak çok yararlı
olacaktır.
“Çocuğumu eğitirken çok strese giriyorum ve çocuğuma kızıyorum. Bundan dolayı da çok vicdan azabı duyuyorum.”
İşitinceye kadar geçen zamanı telafi etmek kadar; hayatı normal akışına bırakmak da çok önemlidir. Eğitimin ve iletişimin başarılı olabilmesi için sabırlı olmak ve birlikte eğlenceli zamanlar paylaşmak esastır. Çocuğunuzdan sizi hemen anlamasını ve öğrettiklerinizi kavramasını beklemeyin. Öğrenmesini istediğiniz konu ile igili onun ilgi alanına girecek faaliyetler seçip aynı konuyu farklı faaliyetlerle işlemelisiniz. Başarılı olabilmek için defalarca tekrara ve zamana gereksinim vardır. Ancak önemli olan hem zaman hem de enerjiyi doğru kullanmaktır.
Devam etmekte olduğunuz özel eğitim merkezi veya aile eğitim merkezindeki uzmanların nasıl ilişki kurduğunu, neler paylaştığını, nelere dikkat edip vurguladıklarını özenle takip etmelisiniz. Ne öğretilmek amaçlanmış? Hangi yolla öğretilmeye çalışılıyor? Sorgulayın.
Çocuğunuzu başka çocuklar ve onların başarıları ile kıyaslamayın. Öğretmek istediğiniz konunun ne olduğunu önce anlayıp anlamadığını kontrol edin. Anladığını düşündüğünüzde örnekleri çoğaltın. Eğitimde paylaşılanları taklit etmeye çalışmanız ve benzer tutumlar için kendi yaratıcı hayal gücünüzü kullanmanız çok yararınıza olacaktır. Eğer ebeveyn kendini iyi hisseder; eğlenmeyi de başarabilirse çocuğunun ne kadar kısa sürede öğrenebildiğini fark edecektir.