Maxtone İşitme Merkezleri Genel Müdürü ve İşit-Der Yönetim Kurulu Üyesi Ersin Oray, CNN Türk Sağlık Kontrolü programında Leyla Ataman’ın konuğu olarak işitme zorluğu, işitme kaybı ve işitme cihazı seçiminde dikkat edilmesi gerekenler hakkında soruları cevapladı.
Türkiye’de işitme engelli oranı nedir? Ve genel sebepleri; bunu biliyoruz ki akraba evlilikleri tetikliyor. Onun dışında ileri yaş da bir faktör. Ama genetik yönü de var. İlk olarak bunu konuşalım isterseniz.
İşitme engellilik toplumun yaklaşık %10’unda rastladığımız bir olgu. Bunun yaklaşık yarısı işitme cihazı ya da işitme aletlerini kullanmaya adaydır. Ama maalesef bunun çok az bir kısmı kullanıyor. Türkiye’de de bu rakamlar üç aşağı beş yukarı aynı şekilde ilerliyor.
İşitme kayıpları sizin de bahsettiğiniz gibi doğuşsal, genetik, daha sonra işitsel travmalara maruz kalarak oluşan kayıplar (özellikle iş alanı olarak fabrikalarda çalışanlar için), gençleri çok fazla işitsel travmaya maruz bırakan kulaklıkla müzik dinlemeleri…
Değil mi, bu kulaklıklarla dinlenen yüksek şiddette müzikler aslında zaman içinde hasara neden olur.
Kesinlikle oluyor. Aynı zamanda yaşlılığa bağlı işitme kayıpları, işitme kayıplılığın çok önemli bir bölümünü oluşturuyor. Bu tıpkı görme kaybı gibi. İşitme kaybı da zaman içinde ve çok yavaş gelişebilen bir olgu. Yani pek çoğumuz işitmemizi kaybettiğimizin farkına varamıyoruz. Bunu daha çok çevremizden aldığımız tepkilerle, özellikle aile bireylerinden aldığımız tepkilerle görebiliyoruz. İşte; “Babacığım neden çok fazla televizyonun sesini açıyorsun?” ya da bağırarak konuşmaya başlamak, seslenildiğinde duymamak, tekrar ettirmek bunun en temel göstergelerinden birisi. Bunları hepimiz yaşıyoruzdur zaten normal hayatımızda.
Peki işitme kaybı tespit edildikten sonra nasıl bir tedavi süreci izlemek gerekiyor?
İşitme kaybının tespiti için bir Kulak Burun Boğaz hekimine gittikten sonra, bir işitme testini yönlendiriliyorsunuz. Bu işitme testi aynı zamanda Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilen işitme cihazı uygulama merkezlerinde de yapılabilmekte ama basit oranlarda yapılabilmekte. Bu işitme kaybının derecesi belirlendikten sonra işitme cihazı kullanılmak üzere yine Sağlık Bakanlığı’nın yetkilendirdiği, ruhsat verdiği işitme cihazı uygulama merkezlerine gitmemiz gerekiyor.
İşitme cihazı kullanımıyla ilgili de çok soru olabiliyor, detaylar var, önemli noktalar var. Örneğin bu cihazların bir deneme süresi olabiliyor. İnternetten satılanlar var ama onlara zaten çok temkinli yaklaşmak gerekiyor. Bir alışma süreci de var, ilk takıldığında adaptasyon sürecini anlatabilir misiniz?
Tabi ki. İşitme cihazı bahsettiğimiz gibi Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsat sahibi işitme cihazı uygulama merkezlerinde işitme profesyonelleri ki bunlar odyologlar ve odyometristler tarafından uygulanmalı. Bunun haricinde ülkemizde sık sık gördüğümüz, gitgide sayıları azalan internet üzerinden ya da bazı bazı kanallarda reklam vererek ses yükselticileri satılıyor. RTÜK bunları engellemeye çalışıyor ama tam olarak engelleyemiyor. Bunlara rağbet göstermemek lazım.
Yani bunlar işitme cihazı değil, ses yükseltici, onu kişi bilmiyor alıyor, daha mı ucuz, avantajı nedir?
Çok ucuz, yani 50 Lira 60 Lira seviyesinde fiyatları var. Onu alıp takanlar maalesef frekansa spesifik bir bilgi gitmediği için kulağa, beynimiz bu frekanslarda kalıcı hasarlara yol açan birtakım sesleri duyuyor. Ve bunları işitme olarak algılanmıyor, tam tersi işitme sağlığımızın tamamen bozulmasına yol açıyor.
Peki SGK bir miktar karşılıyor bu cihazları bildiğimiz kadarıyla, niye kişi gidip işte televizyondan internetten bu ses yükselticileri ucuz diye alsın onu biraz açıklayabilir miyiz?
Maalesef ülkemizde işitme cihazının geri ödeme kapsamında olduğunun çoğu kişi farkında değil. İşitme cihazları geri ödeme kapsamındadır. Ayrıyetten işitme merkezlerinde satılan işitme cihazlarını satın alırken hem yüksek teknoloji, hem ücretsiz deneme süreleri ve hem de garanti sürelerini dikkate almaları gerekiyor. Yaklaşık 5 yıl garanti verilen cihazlar var piyasada. Bunlardan deneyebilirler. Maalesef halkımız bu konuda yeterince bilgilendirilemedi. Başka bir şey söyleyemiyorum.
İşitme cihazlarında teknolojiye de uyumlu gelişmeler var aslında, akıllı telefonlarla uyumlu işitme cihazları var. Ses yönü tayinli, 3D yaklaşımlar var, uzaktan ayarların yapılması; bunları anlatabilir misiniz bize?
İşitme cihazı aslında tıpkı cep telefonları gibi, teknolojinin hayatımıza en hızlı şekilde yansıdığı alan. Çünkü aynı çip setleri kullanıyoruz. Yazılım çok hızlı gelişiyor. Yaklaşık birkaç yıl içinde cihazımızı yenilememiz gerekiyor çünkü teknoloji bize çok yeni imkanlar sunuyor. Mesela en son çıkan yenilik şu: İşitme cihazlarını direkt olarak cep telefonlarımızdan duyabiliyoruz. Yani cep telefonumuza gelen bir aramayı işitme cihazımıza herhangi bir ara aparat gerektirmeden kulağımızda duyabiliyoruz. Hatta çok küçük bir aparatla, şunun gibi bir yaka mikrofonuyla konuşmak da mümkün olabiliyor. Cep telefonu, işitme merkezlerine geldiğinde ayarlanarak kulağa uygun bir hale getiriliyor. Mesela şu anda benim kulağımda bunun bir temsili modeli var. Şöyle küçük bir işitme cihazı. Cep telefonuyla uyumlu, direkt olarak cep telefonuna gelen aramaları kulağımızda duyabiliyoruz. Takılması da çok kolay. Aynı zamanda çok estetik. Biliyorsunuz estetik kaygı bütün yakınlarımızda, bütün toplumumuzda var. Özellikle cihazın görünmesini istemiyoruz. Fakat bu cihazların, yeni cihazlarımızın hepsi çok küçük. Yine şurada görmüş olduğunuz, eğer işitme kaybı uygunsa kullanılabilecek küçücük bir cihazımız. Bu da dip kanal içi dediğimiz cihaz modeli.
Yani sanki bir tıkaç gibi, işitme cihazı değil de.
Aynen öyle. Kulak tıkacı şeklinde. Çok küçük bir tıkaç şeklinde ama tabi işitme kaybının uygun olması gerekiyor. Hastanın yaşam kalitesini artıracak cihazlar bunların hepsi. Biliyorsunuz dünyadaki önemli kavramlardan birisi yaşam kalitesi.
Sağlığı bunun için çok önemsiyoruz. İşitme sağlığımıza da dikkat etmemiz bu yüzden çok önemli. Eğer ki işitme kaybımız varsa ve bunu zamanında gidermezsek ilerleyen zamanlarda özellikle belli bir yaştan sonra bunun birtakım hastalıkları tetiklediği ve onları hızlandırdığı, hatta kaynağı olabileceğine dair ciddi bilimsel yayınlar var.
En son gelmeden önce baktım; Amerika’da beyin hareketlenmelerinin, buna kognitif frekanslar diyoruz ya da kortikal seviyede hareketlenmeler diyoruz, elektriksel hareketlenmelerin işitme cihazı kullanmayan işitme kayıplılarda bunların çok azaldığını, işitme cihazı kullanmaya başladıktan sonra da çok arttığını görüyoruz.
Özellikle yaşlılarda böyle bir ihmal olabiliyor, cihaz kullanmama olabiliyor. Ne oluyor, sonunda tamamen duymama, işitmeme olayıyla karşılaşılabiliyor. Son olarak şunu vurgulayalım, SGK bu cihazları geri ödeme kapsamında karşılıyor. Çocukların da yaşlarına göre artan bir ödeme mi var?
SGK bir limit ödeme yapıyor. Çocuklarda mesela 0-4 yaş aralığında bir çocuğa normal ödediği rakamın iki mislini ödüyor.
Peki Sayın Oray, teşekkür ediyoruz geldiğiniz için programımıza.
Biz teşekkür ediyoruz.